Cemal Süreya anısına saygıyla...
1931'de Erzincan'da dünyaya geldi. Dersim İsyanı sebebiyle Erzincan’dan Bilecik’e göç etmek zorunda kalan Alevi Kürt-Zaza bir ailede dünyaya gelen Süreya, devlet memurluğu da yaptı. Eserlerinde en sık işlediği temalar aşk, kadın, yalnızlık, ölüm, sosyal ve siyasal eleştirilerdi.
Deneme, eleştiri, günlük ve antoloji türlerinde yazılar kaleme alan Süreya ayrıca Fransızcadan 40’a yakın kitabı Türkçeye çevirdi. Sosyalist bir dünya görüşüne sahip olan Süreya, Papirüs dergisini çıkarmış ve bu dergide edebî görüşlerini açıklamasının yanı sıra dergiyi bir aydın olarak fikirlerini ortaya koymak için araç olarak kullanmıştır. 9 Ocak 1990’da girdiği şeker koması sonucu vefat etmiş, Şişli’den yıldızlara uğurlanmıştır.
“555K” şiirinin öyküsü;
İktidarın baskılarından bunalan gençlik, 5 Mayıs’ta bir protesto gösterisi yapmayı kararlaştırır. Eylemin parolası “555K”, kulaktan kulağa fısıldanarak yaygınlaştırılır. Parola, “5’inci ayın 5’inci günü saat 5’te Kızılay’da” demektir. O gün çok büyük bir gösteri gerçekleşir.
Başbakan Adnan Menderes, öfkeli kalabalığın elinden güçlükle kurtarılır ve bir gazetecinin otomobiline bindirilerek alandan kaçırılır…
Cemal Süreya, yedek subay olarak içinde yer aldığı bu olayın şiirini yazar ve Papirüs dergisinin ilk sayısında “555K” adıyla yayımlar:
….
Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz!
(Ağustos, 1960)